Gümüşhane'nin Kurtuluşu
15 Şubat Gümüşhane'nın Kurtuluşu | ||||
16 Şubat 1916’da III. Ordu, kendisinden daha üstün askeri imkânlara sahip Rus ordusunun saldırılarını durduramayacağını anlayınca Erzincan’a çekilir | Ayni gün Ruslarda, Erzurum’a girerek şehri işgal eder. Bu işgallerin durdurulması için Osmanlı Genel Kurmaylığı bazı önlemler alır. II. Orduyu Rus saldırılarını yandan vurmak için görevlendirir. Demir yolunun yetersizliği ve kara yolu bakımından yetersizliği nedeni ile II. Ordu görev bölgesine gerekli askeri yığınağı yapamaz. Ruslar bu durumu hemen değerlendirmek isterler. Bunun içinde 7 ile 13 Temmuz tarihleri arasında saldırıya başlar. Bayburt ve Mama Hatun kalelerini alır. 3 Temmuz saldırısı ile Gümüşhane’yi işgal ederek Kelkit Çayı havzasından Erzincan’a saldırı yapar. III. ordu yeni yardım gelmediği için batıya doğru çekilir. Böylece Rus ordusu 25 Temmuzda Erzincan’a girer. Karadeniz kıyısındaki Rus birlikleri de 1916 sonbaharında Harşit Çayına kadar ilerlemişlerdir. |
|||
7 Temmuz 1916 tarihlerinde Rusların Doğu Anadolu ve Doğu Karadeniz'de yaptıkları işgaller ve bunun sonucundaki göçler Gümüşhane’de hayat bırakmamıştır.Gümüşhane ve çevresi bu işgaller karşısında ve özellikle Ermeni zulmü altında ezilirken Rusya'da Bolşevik İhtilali'nin çıkması ve iç çalkantılar sebebiyle Ruslar 18 Aralık 1917'de Erzincan Mütarekesi'ni imzalamış ve ordularını geri çekmeyi kabul etmiştir. Ancak Ermeniler katliamlarına devam etmişlerdir. Bunun üzerine mütareke geçersiz sayılarak yeniden savaş başlatılmış ve bu suretle Torul 14 Şubat, Gümüşhane 15 Şubat ve Kelkit 17 Şubat 1918'de Rus işgalinden kurtarılmıştır. Milli Mücadele yıllarında kıyı ile iç kesimler arasında geçiş bölgesi olması sebebiyle coğrafi önem arz eden Gümüşhane, bu dönemde Trabzon Muhafaza-i Hukuk-u Milliye Cemiyeti'nin faaliyet alanı içinde bulunmuştur. Gümüşhane delegesi Kadirbeyzade Zeki Bey bu cemiyetin ikinci başkanlığına getirilmiştir. 23 Temmuz 1919'da toplanan Erzurum Kongresi'ne Gümüşhane'den Kadirbeyzade Zeki Bey (Gümüşhane ve Torul mümessili olarak) Erzurum Kongresi'ne katıldı. Kelkit'ten Müftü Osman Nuri Efendi, Şiran'dan Müftü Hasan Fahri (Polat) Efendi Erzurum Kongresi'nin açılış ve kapanış dualarını yapmıştır. Bu nedenle 9 Ağustos 1335 (1919)'da Mustafa Kemal, O'na yazdığı bir tezkere ile teşekkür etmiştir. Osmanlı hakimiyetinin ilk zamanlarında Erzurum Eyaletine bağlı iken sonraları Trabzon'a bağlanan Gümüşhane sancağı 20 Nisan 1924 ve 491 sayılı kanunun 89.maddesinde "Vilayet" başlığı altındaki kanunla 1925 yılında il olmuştur. 1925-1926 tarihli Trabzon salnamesinde "Gümüşhane Vilayeti Merkez ilçe ile birlikte Bayburt, Kelkit, Torul ve Şiran olmak üzere beş ilçe, beş bucak ve 377 köyden oluştuğu, 16943 evde 101153 kişinin yaşadığı şehirde hastane olmadığı; vilayetin ticari durumunun Trabzon-Bayburt-Erzurum büyük yolu üzerinde ve İran transit yolu üzerinde bulunduğundan oldukça iyi olduğu, aslında tarım memleketi olan vilayetin bazı yerlerinde ürünleri yerel ihtiyacı karşılamadığından, halkın bir kısmının işçilik, meyvecilik ve katırcılıkla geçindiği" belirtilmektedir. |
||||
Gümüşhane'nin il olmasıyla birlikte Ahmet Durmuş (Evren-dilek) Bey vali olarak atanmıştır. Cumhuriyet döneminin ilk Belediye Başkanı ise Osman Bey (Ataç) olup 1922-1934 tarihleri arasında görev yapmıştır. Mustafa Kemal Atatürk'ün Cumhurbaşkanlığı döneminde Gümüşhane’de yol ve köprü yapımına önem verilmiş, tarım geliştirilmeye çalışılmıştır.İsmet İnönü'nün Cumhurbaşkanlığı döneminde ise II. Dünya Savaşı patlak verdiğinden ilk dönemlerde hemen hiçbir yatırımın yapılmadığı Gümüşhane il merkezine 1948 yılında su getirilmiş, ertesi yıl da elektrik şebekesi kurulmuştur.1950'den itibaren ekonomik bir kalkınma görülmeye başlanmış, ancak daha sonra diğer illere ve hatta Avrupa ülkelerine göç olayı başlamıştı. Not: Şiran ilçemiz ve köyleri Rus işgaline izin vermeyen birkaç memleketten biri olarak tarihinde büyük bir başarıya sahip olmuştur. Büyüklerimizden duyduğum kadarıyla Kelkit’ten Çilhoroz dağına kadar gelen Ruslar karşılaştığı dirençle istikametini Gümüşhane’ye çevirmiştir. Ama Rus mezaliminden çekinen, ailesi ve namusu için endişelenen halkın bir kısmı batıya Amasya, Çorum, Sivas, Ankara ve İstanbul’a göç etmişlerdir. Muhacirlik de denilen dönemde bizim köyümüzden de başka illere gidenler olmuştur.
|
||||
Gümüşhane'nın kurtuluşu ile ilgili şiir | ||||
|