Lüleburgaz'ın Kurtuluşu
Lüleburgaz'ın Kurtuluşu | |
Asırlardır Özbeöz Türk olan Trakya'yı Ruslaştırmak, ve kendi topraklarına katmak istemesi nedeniyle Trakya ve Lüleburgaz Balkan Savaşının ardından ikinci kez çok daha korkunç ve eziyet dolu günler yaşadı. Yunanların bu davranışı Trakyalı ve Lüleburgazlı yurtsever aydınları bir araya topladı. Doğu Trakya'nın işgaline tepki yaratmak üzere (13 Mart - 7 Nisan 1920) tarihleri arasında önce LÜLEBURGAZ KONGRESİ yapıldı. Lüleburgaz'da nerede yapıldığı kesinlikle belli olmayan bir evde Trakya'da ilk direniş kararlarının alındığı bu toplantıya tüm Trakya temsilcileri ile birlikte Lüleburgaz'dan ŞEVKET ÖDÜL BEY, MURAT BEY, SALİH CEVHER BEY ile Kırklareli'den ŞEVKET DİNGİLLİOĞLU katıldılar. Ayrıca Tekirdağ 55. Tümen Komutanı CAFER TAYYAR BEY de toplantıya başkanlık ettiler. Denilebilir ki Lüleburgaz Kongresi Trakya'da Kurtuluş Savaşının başlatılmasını işleyen ilk toplantıdır.
Bu tarihi kongreden hemen sonra (9 - 13 Mayıs 1920) tarihleri arasında Edirne'de TRAKYA KONGRESİ yapılmış ve TRAKYA - PAŞAELİ MÜDAFAA HEYETİ OSMANİYESİ OLUŞMUŞTUR. Her iki Kongrenin de amacı işgal altında bulunan Trakya topraklarını Yunanlardan kurtarmak, gerekirse silahlı direnişlerde bulunmak ve Ankara'da kurulan yeni TÜRKİYE CUMHURİYET ve O' nun kurucusu ATATÜRK'LE beraber çalışmaktır. Lüleburgaz'ı mesken edinen Yunan taburunun çevresini nasıl huzursuz ettiğini o günleri yaşayan bugün pek azı hayatta kalmış Lüleburgazlı yaşlılardan öğreniyoruz. Ayrıca ATATÜRK'ün SÖYLEVİ'nde ve yine Trakya'da Milli Mücadele eserinde, çok geniş anlatılan İstiklal Savaşı günleri bugün bile anlatılır. Edirne'de toplanan Trakya Kongresinden sonra olaylar hızlı gelişti ve birçok değişiklikler oldu. Yunanlılara karşı direniş hazırlıklarına devam edildiği bir sırada Yunanlılar 20 Temmuz 1920'de Trakya'ya çıkardıkları askerlerle Türk kuvvetlerine karşı saldırıya geçti. CAFER TAYYAR PAŞA komutasındaki Trakya Ordusu çember altında bulunduğundan Anadolu ile ilgi kuramadı ve dağınık bir şekilde çok geniş cephede az silah ve mühimmat yüzünden beklenmedik bir şekilde yenilerek, dağıldı. Bu savaşın en büyüğü Büyükkarıştıran ovasında oldu. Türk ordusu çetelerden oluşmuştu ve bir çete savaşı yapıyordu. Üçüncü günde Karamusul hattında savunmada kalan Türk birlikleri akşama doğru Lüleburgaz'a çekildi. Burada da fazla kalamayan birlikler Babaeski'ye geçtiler. Durum her haleyle perişandı, bir yandan çekilen kuvvetlerimiz öte yandan girdikleri kasaba ve şehirleri yakıp yıkan kahpe Yunanlı Rumlar çok geçmeden Lüleburgaz'ı da kana boyadılar. 20 Temmuz 1920'de Trakya savaşı kaybedilmiş oldu. Türk Ordusu dağıldı, çoğu birlikler o zaman sözde dostumuz olan Bulgaristan üzerinden Anadolu'ya geçtiler. Cafer Tayyar Paşa'da esir düştü. 10 Ağustos 1920 SEVR ANDLAŞMASI ile Yunanlılar Trakya'yı iyice parsellediler. Artık Trakya'nın ve Lüleburgaz'ın bir kez daha karanlık ve kötü günleri başlamıştı. Bu günler Büyük Kurtarıcı Mustafa Kemal ATATÜRK'ün Yunanlıları İzmir'de denize döktüğü güne kadar sürecekti. Anadolu'da kesin olarak yenilen Yunanlılarla 11 Ekim 1922 tarihinde imzalanan MUDANYA ANDLAŞMASI ile Edirne dahil, tüm Trakya ve tabii Lüleburgaz da otuz gün içinde Ankara'da yeni kurulan TBMM Hükümetine geri verilecekti. Bu anlaşmaya göre ilk önce İstanbul'u alan Türk kuvvetleri sırasıyla ve tek tek tüm Trakya şehir ve kasabalarına tekrar TÜRK BAYRAĞINI çektiler. 8 Kasım 1922 tarihinde İstasyon mevkiinde şehre giren kahraman ve muzaffer Türk ordusunun subay ve erleri bir cuma günü doğruca şimdi yıkılmış olan Hükümet Konağına giderek, bayrak çekmişler ve şehri iki yıllık işgalden kurtarmışlardır. O günden beri 8 Kasım'lar Lüleburgaz'ın KURTULUŞ BAYRAMI olarak büyük bir coşku ve sevinçle kutlanmaktadır. Bize bu günleri armağan eden başta Büyük Kurtarıcı Atatürk'e ve O'nun silah arkadaşlarına bir kez daha rahmet ve minnet diliyoruz. |
|
|
|
Lüleburgaz'ın kurtuluşu ile ilgili şiir | |